Cemal Almaz: 'Definecilik Hastalıktır'

Cemal Almaz: 'Definecilik Hastalıktır'
Milli TV Genel Yayın Yönetmeni Zarif Yıldız’ın sunduğu “ Er Meydanı” programına Erzurum İl Kültür ve Turizm Müdürü Cemal Almaz konuk oldu.

Erzurum Gündem-Erzurum İl Kültür ve Turizm Müdürü Cemal Almaz, Erzurum Kültür ve Turizmde büyük potansiyelleri bünyesinde barındırdığını ifade etti. Kültür ve Turizmin iki farklı sektör olmadığını söyleyen Almaz, birbirleriyle çok bağlantılı olduğunu, bir noktada buluştuğu alanlardır dedi. Almaz; "Kültür genel anlamda geçmişten, geleceğe toplumların biriktiği, toplumluların olumlu anlamda arttırarak, biriktirerek geldikleri her türlü değere objeye kültür deriz, bu bazen soyut olabilir, somut olabilir. Bir tarihi eser, cami, medrese, köprü, sanat eseri olduğu kadar, bazen âşıklık kültürü, ramazan kültürü, mahalle kültürü gibi soyut alanlarda da olabiliyor. Kültür böyle çok geniş bir çerçevedir. Müzik, sanat, kıyafet, gastronomi tüm bunlar kültürün birer alanıdır. Kültürü yaşamak, korumak, başka toplumlara tanıtmak olunca turizm giriyor devreye. Kültür bir kimlik oluşturmak ve bütün bu bilincinde nesillere aktarmak için vardır. Bu kültürü insanlara, , gelecek nesillere, çevremize, miras olarak bırakıcaz. Değerli bulduğumuz tarihi eserleri, başka uluslara, kültürlere tanıtmak, onlara beğendirmek, onların bu eserleri merak edip görmesini sağlamak buda işin turizm boyutudur. Dolayısıyla kültür bir noktada, bir şehrin kalkınması, ülkenin kalkınması ve ilerlemesi açısından turizm ile el ele beraber birlikte faaliyet güden bir alandır. Yıllar önce kültür ve turizm birleştirilmiş, ikisi bir çatı altında bakanlığın uhdesinde toplatılmış,  dolayısıyla bizde bu ikisini birlikte yürütüyoruz” dedi.

 

Konuşmasının devamında Erzurum’un tarihi bir şehir olduğunu söyleyen Almaz, “Anadolu medeniyetleri öncesine baktığımız zaman, tarihçilerin bulduğu tüm o tarih kuşağındaki medeniyetlerin, her bir safhasının Erzurum’da yaşadığını görüyoruz. Özellikle Türk İslam tarihinden sonra Erzurum’un müthiş büyüdüğünü, değerlerine çok ciddi değer kattığını görüyoruz. Tarihi açıdan Selçukluların girdiğini kabul edersek, ilk siyasi devletleşme Anadolu’da, Erzurum ‘da başlıyor. Bu yüzden Erzurum’a ön söz diyoruz. Erzurum’a giriş kapısı diyoruz. Adeta Türk tarihi açısından Anadolu’nun hafızası diyoruz.  Erzurum’un yöresel yemekleri ise Aşmalı yahni, kesme çorbası, lor dolması, Pasinler pidesi,  dut çullaması, Şenkaya balı kara Fatma bunun gibi gastro değerlerimiz var.  Kültür yolu festivaline Erzurum’da alındı. Bu sene uygulanacak festivalde 9 ilden biri ‘de Erzurum Tiyatrolarla, gösterilerle, müzik şölenleriyle, sanat galerisiyle kültürel bir süreç yaşanacak, nisan ayından başlayıp, Eylül ‘e kadar sürecek. Kısaca Erzurum’un temsil edildiği yerler var.” İfadelerini kullandı.

 

Kütüphane Kullanımın ’da Türkiye Üçüncüsüyüz
Kütüphane kullanımında Erzurum’un 3. Sırada yer aldığını söyleyen Almaz “İl olarak birinci Manisa, iki Eskişehir, üçüncü sırada ise Erzurum gelmektedir. Kütüphane kullanımı dedim, Kitap okuma, satın alma kastetmedim. Bizim kütüphanelerimiz genel olarak ders çalışmak için, sınava hazırlanan öğrenciler gelmektedir. Kütüphanelerde yoğunluk yaşandığın dolayı, randevulu sistem uygulamaktayız. Yaklaşık iki saat mühlet verilmekte. Özellikle üniversite öğrencilerinin vize haftası, kütüphanelerde çok yoğunluk yaşanmakta” dedi.

 

Tarihi Eser bir bütündür dokunulamaz
Tarihi eser kaçakçılığına da değinen Almaz, tarihi eserlerin çalınması ve satılması hastalıktan ibaret olduğunu söyledi. Almaz konu ile hakkın da: “Kültür varlıklarıyla ilgili definecilik veya buna benzer illegal bir şekilde tarihi eserlerin alınması, götürülmesi, satılması bir hastalıktır. Devletimizin kanunları, kuralları var Tarihi eser kaçakçılığı ertelenmez, yüz kızartıcı bir suçtur. Bazen bir türbeye bile definecilik için kazı çalışması yapıldığını görüyoruz. Biz türbenin önünden geçerken salavat çekerken geçiyoruz. Nasıl böyle bir şeye kalkışıyorlar. Bizim manevi bir yerimiz, buna nasıl dokunabiliyorlar. Bilhassa tarihi yerlerde bunu çok yapıyorlar, tarihe zarar vermek için, tarihi sürekliliği bozmak için. Tarihi eser bir bütündür dokunulmaz. Cimcime hatun türbesinin etrafında yol çalışmaları yapıldığı halde, türbeye dokunmadık çünkü o bizim için kutsal ve tarihi bir değerdir. Saat kulesine ise, tepsi minare denilmesi gerekir” açıklamasında bulundu.

 

Kaynak: Güncel25

Yorum Yaz